Psikolog Öznur Karaman
E-posta üzerinden iletişim kurabilirsiniz
psikologoznurkaraman@gmail.com

Narsisizm ve Psikanaliz

Bebek doğduğunda ideali kendi benliği içindedir ve daha narsistik konumundan dünyaya bakar. Dünyanın merkezinde olandır ; talepleri özellikle annesi tarafından karşılanmalıdır ve ötekilere kendi ihtiyaçlarını reddetmesi veya kapsamasına göre ruhsallığında yer açabilir. Doğduğu beşik,tahtıdır. Büyümek bu tahtan inmekle (emeklemek,yürümek), tahtına birilerinin oturabildiğini görmek ve buna tahammül edebilmekle ( kardeş ve üçüncü ile tanışan oidipus kompleksimiz) ve açıldıkça çok fazla tahtın olduğunu farkedip herkesin aynı ruhsallıkta olmadığını ama benliğinden daha üst veya alt konumda da olmadığını görebilmekle devam eder. Bu anlamda sağlıklı bağ kurmak için ilk adım annenin, çocuğun taleplerini duyabilmesi ve karşılayabilmesidir. Parman(2020), annenin bebeğe kapsayan-kapsanan bir ilişki sunduğunu söyler.Bir bebek ağladığında ona “Acıktın mı sen?” diye sorduğunda, bebek yaşadığı bu rahatsızlığın duyulduğunu ve bunun “açlık” olduğunu anlar. Böylelikle yaşadığı çatışma anne tarafından duyulmuş ve kendi ruhsallığında da tanımlanmış olur. Ama eğer anne bebeklikten çocukluk evresi boyunca onun taleplerini kapsayamazsa veya çocuk ebeveyni tarafından
defalarca hayal kırıklığına uğrar ve başa çıkmak içib onlardan beklentisini benliğine geri çekerse ( bu düşlemsel olarak idealize edebileceği bir ebeveyn bulamayışı ile de ilgili olabilir) , narsisizm gelişir.

Narsisizm ilk Paul Nacke tarafından ; kendi vücuduna yoğun bir tatminle bakan , okşayan ve ilgilenen bir insan tutumunu tanımlamak için tercih edilmiştir.(Freud,1914) Narsistik kişilikte ilişki yüzeysel deneyimlenir. Derinlemesine bir ilişki kuramazlar. Bu yüzden partnerleri kendilerini tek taraflı bir tekrar döngüsünde bulurlar. Kendilerini sevmek için başkalarının sevgilerine özellikle de hayranlıklarına ihtiyaçları vardır. Eğer diğerleri kendilerini severlerse, onlarda kendilerini sevebilmiş olurlar. Narsisizm çeşitlilik gösterse de gizli ve görünür şekilde benliğe yapıştıklarını söyleyebiliriz. Narsistik bir kişi her ne kadar güçlü bir benlik sergilese de ötekine/nesneye en çok ihtiyaç duyan kişilik yapılanmalarındandır. Green(2002), özne için ‘’ Sen kimsin’’ den önce ‘’ Ben kimim’’ i sorabilen bir benlik olarak alır, narsist kişinin bu soruya cevabında büyüklenmeciliğinin altında saklanmış oldukça yoğun bir kırılganlık yatar.

Narsisist kişi, genellikle hayranlık uyandırabileceği nesneleri ile ilişkide kalabildiğinde ,kendine bu doyumu sunan bir çevre oluşturabildiğinde bu anlamda bir hayal kırıklığı yaşamadığında veya travmatik bir kayıp/ölüm/somatik bir semptom deneyimlemediğinde çok terapiye başlamaz. Onun için psikoterapi , bir anlamda kendine yetememektir. M.Shoskani ve arkadaşları , haseti üçe ayırmış ve narsisistik yaralanma için kendi tümgüçlülüğüne ve ölümsüzlüğüne dair bilinçdışı düşlemlerinin ilk hayal kırıklığına uğradığı andır demiştir. Bu narsisistik yaralanma, kişiyi psikoterapiye getirir. Koçal(2015), narsisistik kişinin psikoterapide yorumu alabilmesinin çatışmasına değinir ; çünkü kendinde birşeylerin olmadığının ve bunun ötekinde olduğunun kabul etme
çatışmasına değinir. Bu aynı zamanda iyileşmenin de ilk adımıdır. Narsist ile çalışırken, tümgüçlülüğünün kaybını ve bunun yasını tutar ; ötekinin ruhsallığına dair gerçek bir merakın uyanışını keşfeder ve kendinde ötekine açtığı alanı tanımasını ve bulmasını sağlayan bir yolculuk dileriz.

KAYNAKÇA
1-)Freud, S.(1914).Narsizm Üzerine ve Schreber Vakası.Metis Yayınları,25-26.
2-)Green, Andre(2002). A Dual Conception of Narcissism: Positive and Negative
Organizations.Psyhoanalytic Quaterly, 71:631-649.
3-)Koçal N.(2015). Psikanaliz Yazıları: Kıskançlık: Kıskançlık ve Narsisizm/ Mustafa
hakkında her şey. Bağlam Yayınları, 67-71.
4-)Parman, T. (2020). Ergenliğin Tutkusu .Cogito,2020.Yapı Kredi Yayınları, 45-46
5-)Shoshani,Michael, Batya ; Kella , Rachel:Becker, Mitchel(2012). Green Eyes, Crows and
Scorpions: Envy in the Context of Neediness , Separeteness and Narcissism. Psychoanalytic
Psychology,29:440-458.

Psikolog Öznur Karaman