
Sessiz İstifa'ya Farklı Bir Bakış: Psikanaliz

’Büyük İstifa’’ kavramına paralel olarak yaygınlaşan bir diğer konu ‘’ Sessiz İstifa’’dır. İş yerinde daha az sorumluluk alma, sadece iş tanımının sorumluluklarını yerine getirme, iş yeri için mümkün olan en düşük düzeyde çaba gösterme şeklinde tanımlanmaktadır. Sessiz istifa edenler birincil sorumluluklarını yerine getirmeye devam ederler ancak vatandaşlık davranışları olarak da bilinen faaliyetlerde bulunmaya daha az isteklidirler. Sessiz İstifa (Quiet Quitting) terimi, çalışanların kendilerine verilen görevleri yerine getirmeye yönelik sınırlı bir bağlılığını ve iş tanımlarında belirtilmeyen diğer görevlerden kaçınmalarını ifade eder.Dışarıdan bakıldığında bu bir motivasyon kaybı veya basit bir iş tatminsizliği gibi görünebilir; ancak psikanalitik bir perspektiften bakıldığında sessiz istifa, bireyin bilinçdışı süreçleriyle, otoriteyle kurduğu ilişkilerle ve arzularının yapılandığı sembolik düzenle doğrudan bağlantılıdır. Sessiz istifa, aslında bir tür “libidinal yatırım çekilmesi” olarak görülebilir. Freud’a göre libido, yalnızca cinsel değil, aynı zamanda emek, ilgi ve enerji yatırımı anlamına gelir . Çalışan, örgüte yaptığı libidinal yatırımı geri çekerek enerjisini kendi yaşam alanına yönlendirir. Bu durumda iş, artık “benlik için bir doyum alanı” olmaktan çıkar ve yalnızca zorunlu görevlerin yerine getirildiği bir mekâna dönüşür. Freud’un kuramı, sessiz istifayı yalnızca modern iş yaşamının sosyo-ekonomik koşullarına değil, aynı zamanda bireyin bilinçdışı çatışmalarına da bağlama imkânı sunmaktadır. Sessiz istifa, bu açıdan, iş yerindeki dışsal koşullardan kaynaklanan bir davranış olduğu kadar, bireyin içsel psikodinamik dengelerini korumaya yönelik bir savunma tepkisi olarak da değerlendirilebilir.
Daha Fazla